Kozmik biliminde gezegenler 13,8 milyar yıl önce meydana geldiği düşünülen Big-bang teorisi büyük bir patlama olayı ile evrenin aniden ortaya çıktığı ve hızla genişlediği bir patlamayı ifade eder. Evren, çok yoğun ve sıcak bir noktada, tek bir noktacık olarak düşünülebilecek kadar küçüktü ve bu noktada maddenin ve enerjinin yoğunlaşması sonucu oluştu.
Büyük Patlama modeline göre evren bu tekilliğin yaklaşık 13,8 milyar yıl önce genişlemeye başlamasıyla meydana geldi. Büyük Patlama terimi genellikle evrenin doğumu olarak adlandırılabilecek bu aşamayı anlatmak için kullanılır. Büyük patlamayla savrulan gaz ve toz bulutu bir araya gelerek Dünyayı oluşturmuştur.
Dünya, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce, Güneş Sistemi'ndeki gaz ve toz bulutunun çökmesi sonucunda oluştu. Bu dönemde, Dünya, bir disk şeklindeki bulutun içindeydi. Diskin merkezinde, Güneş oluşuyordu. Diskin dışında ise, daha küçük cisimler oluşuyordu. Bu cisimler, zamanla büyüdü ve Güneş Sistemi'ndeki gezegenleri oluşturdu.Dünya'nın yaşı günümüzde ortak kanıya en yakın şeklinde ilk kez 20. yüzyılın başlarında Clair Patterson tarafından Zirkon krsitallerindeki Uranyum miktarından yaklaşık "4.40" milyar olarak hesaplanmıştır.
2016'da yapılan bir hesaplama Dünya'nın merkezinin yüzeyinden 2,49 yıl daha genç olduğunu göstermektedir.
Jeologların edindiği kapsamlı ve geniş bilimsel kanıtlara dayanarak, Dünya'nın yaşının yaklaşık 4,54 milyar yıl (4,54×109 yıl) olduğuna karar verilmiştir. Bu sayı, bilinen en eski dünya kabuğuna ait minerallerin yaşı (Batı Avustralya'nın Jack Hills bölgesinde) küçük zirkon kristalleri ve Güneş Sistemi'nin yaşı meteor parçacıkları ve Ay'dan gelen örnekler üzerinde jeologların yaptığı radyometrik yaş tayini ölçümleri sonucunda ortaya çıkartılmıştır
Kıta Kayması Teorisi: 1912'de Alman meteorolog Alfred Wegener tarafından ortaya konulmuş olan ve kıtaların hareket halinde olduğunu ve bugünkü durumunu böylece aldığını öne süren bir teoridir. Kıta kayması, kıtaların birbirlerine ve okyanus havzalarına göre girmiş olduğu büyük ölçekli yatay hareketlerdir. Wegener, kıtaların kaymasının nedeninin, Dünya'nın mantosundaki konveksiyon akımları olduğunu öne sürdü. Manto, Dünya'nın iç kısmında bulunan, sıcak ve sıvı bir katmandır. Konveksiyon akımları, mantonun sıcak ve soğuk kısımlarının birbirine göre hareket etmesiyle oluşur.
Günümüzde, kıtaların kayması teorisi, jeoloji biliminin temel teorilerinden biridir. Bu teori, Dünya'nın oluşumunu, gelişimini ve jeolojik yapısını anlamamıza yardımcı olmaktadır.
Levha hareketleri, Dünya'nın litosferinin (yerkabuğunun ve üst mantonun en üst kısmı) sürekli olarak hareket ettiği bir jeolojik süreçtir. Bu hareketler, Dünya'nın mantosundaki konveksiyon akımları tarafından yönlendirilir. Konveksiyon akımları, mantonun sıcak ve soğuk kısımlarının birbirine göre hareket etmesiyle oluşur. Sıcak manto malzemesi, daha az yoğun olduğu için yükselirken, soğuk manto malzemesi daha yoğun olduğu için aşağı iner. Bu hareketler, levhaları birbirine doğru veya birbirinden uzaklaştırarak hareket ettirir.
Levha hareketleri, Dünya'nın yüzeyinde birçok jeolojik oluşuma neden olur. Bunlar arasında dağlar, volkanlar, depremler ve okyanus hendekleri bulunur.
Levha hareketlerinin üç ana tipi vardır:
1) Diverjan (Uzaklaşan) Levha Sınırları: Birbirine komşu iki levhanın birbirinden ayrılıp,
uzaklaşacak şekilde hareket ettikleri levha sınırlarıdır. Bu olayda, uzaklaşmakta olan levhalar arasındaki boşluğu derinlerden, Astenosferden yükselen sıcak ve kısmen sıvı magma doldurur. Burada soğuyan ve katılaşan magma iki tarafa simetrik olarak yayılır, uzaklaşmakta olan levhaların kenarlarına eklenir. Burada yeni bir okyanus oluşmaya başlar. Aslında bugünkü okyanus tabanları (Okyanusal Kabuk) çoğunlukla bu şekilde meydana gelmiştir.
(2) Konverjan (Yakınlaşan) Levha Sınırı: Levha sınırları boyunca iki levha birbirlerine doğru hareket ederler, çarpışırlar, yoğunluğu fazla olan plaka diğerinin altına dalar orada tekrar ergiyerek üst mantoya katılmak suretiyle yitime uğrar. Bu sınırlarda meydana gelen jeolojik olaylar ve yapılar (Şekil 1).
– Dalma-Batma (Subduction)
– Sismik aktivite
– Okyanus çukurları (Oceanic Trenches)
– Magmatik faaliyet
– Karmaşık seri (Melanj) ve MetamorIizma
– Orojenez
– Maden yatakları
(3) Yanal Yer Değiştirme (Transform Faylı Levha Sınırları) : Bu sınırlarda birbirinden bağımsız iki levhanın birbirleri yanından kayarak geçmesi sonucu gelişir. Bu sırada levhaların boyutlarında (alanlarında) hiçbir azalma veya çoğalma olmaz. Kabuk yok oluşu ve yeniden meydana gelişi gerçekleşmez
Şekil 1. Levha hareketleri.
Dünya tarihinde levha hareketleri sonucu kıtalar zaman zaman yok olmuş ve yeni kıtalar oluşmuştur(Şekil 2). Dünyanın ilk dış kabuğun soğuması ile günümüze kadar 4,5 milyar yıllık döngüde çeşitli süper kıtalar oluşmuş, oluşan bu süper kıtalarda levha hareketleri ile bu günkü son halini almıştır.
Bu kıtaların varlığı eski kraton ile kalkanlardaki stratigrafi oluşumundan ve yapılan yaş verilerinden ortaya konmuştur. Jeolojik kayıtlar son 3 milyar yılda Pangea’dan başka süperkıtalarında oluştuğunu gösteriyor
Şekil 2: Dünya tarihinde oluşan ve yok olan Süper kıtalar.
Yer kabuğundaki tektonik levhalar sürekli hareket eder. Çarpışan levhalar kıtaların birleşmesine ve birbirinden ayrılmasına neden olur. Yer bilimciler 200-300 milyon yıl sonra yeni bir süperkıta oluşabileceğini tahmin ediyor.
Peki gelecekteki süperkıtanın şekli nasıl olabilir? Bununla ilgili dört farklı senaryo var.
1-Pangea Ultima: Bu senaryoya göre ilk olarak Afrika kuzeye doğru hareket ediyor ve Avrasya ile çarpışarak birleşiyor. Daha sonra oluşan Afro-Avrasya kıtası Kuzey ve Güney Amerika kıtalarıyla çarpışıyor ve Atlantik Okyanusu kapanıyor. Pangea Ultima süperkıtasını Pasifik Okyanusu çevreliyor. Pangea Ultima’nın oluşumu. 0 derece meridyeni haritanın merkezinden geçiyor.Gelecekteki süperkıta Novopangea da olabilir.
2-Novopangea: Pasifik Okyanusu’nun kapanmasıyla oluşacağı düşünülüyor. Bu senaryoya göre Antarktika ve Avustralya kuzeye doğru hareket ederken, Kuzey ve Güney Amerika kıtaları Asya ile çarpışıyor. Afrika ise süperkıtanın kuzeydoğusunu oluşturuyor.Novopangea 180 derece meridyeni yani tarih değiştirme çizgisi haritanın merkezinden geçiyor.
3-Aurica süperkıtası: Atlantik ve Pasifik okyanuslarının kapanmasıyla oluşacağı, bu sırada Asya kıtasının olduğu bölgede yeni bir okyanusun ortaya çıkacağı düşünülüyor. Bu senaryoda Asya kıtası Pakistan-Hindistan sınırından kuzeye doğru bir hat boyunca parçalanıyor. Avustralya ve Antarktika kuzeye doğru hareket ederek Doğu Asya ile çarpışıyor. Doğu Asya, Kuzey ve Güney Amerika kıtalarıyla çarpışarak birleşirken bu sırada Pasifik Okyanusu kapanıyor. Afrika ve Avrupa kıtalarının Kuzey ve Güney Amerika kıtalarıyla çarpışması sonucu ise Atlantik Okyanusu kapanıyor. Aurica’yı Asya Okyanusu’nun çevreleyeceği düşünülüyor. Aurica süperkıtasının oluşumu. 180 derece meridyeni yani tarih değiştirme çizgisi haritanın merkezinden geçiyor.
4- Amasia Süperkıtası: Diğer üçünden hayli farklı. Antarktika dışındaki kıtalar kuzeye doğru hareket ediyor ve Kuzey Kutup Bölgesi’nde çarpışarak birleşiyor. Bu sırada Arktik Okyanusu kapanıyor. 200 milyon yıl sonra Amasia. 0 derece meridyeni haritanın merkezinden geçiyor.
Bu öngörüler gelecekteki süpekıtanın şeklinin nasıl olacağıyla ilgili.
Jeoloji tarihinde Dünya yapısındaki kıtaların kaymasının sürekliliği Evrenin sürekli genişlemesi gibi gerçek bir olaydır.
Comentários